16 Mayıs 2009 Cumartesi

Türk esirlerin yaşadıkları belgesel oldu


Sarıkamış Harekatı ve Kafkas Cephesi’nde Ruslar’a esir düşerek Sibirya’daki çeşitli esir kamplarına götürülen Türk askerlerinin, esir kamplarındaki esaret yılları “Cehennem Adası Nargin” adlı belgesele konu oldu.


ANKARA - Belgesele göre, Nargin’den 40 bin Türk esir geçti ve bu esirlerin çoğu açlık ve susuzluktan yaşamını yitirdi. Belgesel, 14 ay süren çalışma için Balıkesir, Manisa, İstanbul, Ankara, Erzurum, Trabzon ve Adana’da çekim yapıldı, toplam 39 bin 657 sayfa türkçe, 2 bin 67 sayfa İngilizce ve Rusça kaynak tarandı.


Belgeselin yönetmeni Haluk Ölçekçi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen belgesel, Sarıkamış Harekatı’nda esir düşerek Sibirya’daki esir kamplarına götürülen ve 5 yıl boyunca çeşitli kamplarda esir kalan Tuğgeneral Ziya Yergök’ün 1850 sayfalık üç ciltten oluşan el yazması anılarından yola çıkılarak hazırlandı.

Belgeselde, Nargin ile diğer esir kamplarında kalan ve Anadolu’ya tekrar dönmeyi başaran 11 askerin anılarına, birinci derecedeki yakınlarıyla yapılan röportajlara ve döneme ait Türkiye, İngiltere ve Rusya devlet arşivlerindeki belge, fotoğraflar ve görüntülere yer verildi.

Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Birgün Sönmez, eski milletvekili Turhan Çömez, Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu, Yrd. Doç. Dr. Celal Metin, Dr. Umur Işık ile esaret yaşayan Tuğgeneral Ziya Yergök’ün oğlu Nurullah Yergök, İrfanoğlu İsmail Efendi’nin oğlu Ahmet Rıza İrfanoğlu ile Ahmet Göze’nin oğlu Gazeteci-yazar Ergun Göze’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda akademisyen ve düşünürün de katıldığı çalışmada ayrıca Prof. Dr. Birgün
Sönmez’in özel arşivinden de görüntüler yer alıyor.

Yönetmenliğini Haluk Ölçekçi’nin, proje koordinatörlüğünü Konur Alp Koz’un, görsel yönetmenliğini Cihan Kahraman’ın üstlendiği ve Türk esirlerinin yaşamlarının konu edildiği belgesel için Rusya Devleti Askeri Tarih Arşivi (RDATA) ve İngiliz Devlet Arşivine de girildi. Ayrıca, arşivlerdeki binlerce belge ve döneme ait Türk ve Rus askerlerinin anıları da incelendi.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından 1914-1919 yılları arasında çekilen ve ilk kez Türk araştırmacılar tarafından kullanılan görüntülerin de bulunduğu belgesel için Türk esirlerinin mektup ve hatıraları da incelemeye alındı.

BELGESEL, YURTDIŞINDAKİ FESTİVALLERE KATILACAK

Belgeselin ilk bölümünde, Doğu Cephesi’nde Ruslar’a ve Ermeni çetelerine esir düşen ve yaya olarak Tiflis’e, oradan da yük vagonlarıyla Sibirya’da bulunan esir kamplarına götürülen Türkler’in bu yolculuklar sırasında yaşadıkları resmi belgeler ve hatıratlara dayanılarak aktarıldı. İkinci bölümde ise Nargin Esir Kampı ile Sibirya’daki diğer esir kamplarındakilerin yaşamları, Osmanlı Üsera Temsilcisi Yusuf Akçura’nın raporu ışığında tarihi belgeler ve döneme ait tarihi görüntülerle desteklenerek hazırlandı.

Son bölümde de kamplardan kaçarak Türkiye’ye dönmeyi başaran esirlerin hatıraları ve birinci derecede yakınlarının ifadelerine yer verildi. Belgesel için Türkiye ve Azerbaycan’dan 78 kişiyle görüşüldü, bunlardan 16’sıyla çekim yapıldı. Belgeselde, Nargin Adası’ndaki esir kampında tutsak Türk esirlerinin görüntülerine yer verildi.

Belgeselde, Rusya Devleti Askeri Tarih Arşivi’nde ulaşılan bazı raporlarda Sarıkamış Harekatı sırasında Osmanlı idaresindeki Ermeniler’in bölge hakkında Ruslar için istihbarat topladığı, bazı Ermeni köylerinin ise harekat sırasında Türk birliklerine lojistik sağlanmaması için Ermeniler tarafından yakıldığı gibi konulara tarihi belgeler ışığında yer veriliyor. Belgeselin çekiminde 7 kişilik ekip görev alırken, ikinci bölüm çalışmaları için İngiltere, Azerbaycan, Mısır ile yurt dışındaki Türk şehitliklerinin bulunduğu merkezlerde de çekimler yapılacak. Belgesel, yurt dışı festivallere de katılacak.

SOĞUK VE AÇLIĞA YENİLDİLER
Sarıkamış Harekatı’na ilişkin anılarını aktaran Tuğgeneral Ziya Yergök, Rus esaretindeki yıllarını ilerlemiş yaşına rağmen belgesele bütün detaylarıyla aktardı.
Babasının düşman karşısında son gücüne kadar çarpıştığını anlatan Yergök, ayağında çarıkla eksi 25 derecede kara bata çıka yürüyen askerlerin öylece donup kaldığını da ifade etti. Çocukluğunda, babasının bunları anlatırken gözyaşlarını tutamadığını aktaran Yergök, savaşın sonlarına doğru kafasına isabet eden bir şarapnel parçasıyla yaralanan babasının kaldırıldığı sahra hastanesinde Ruslar’a esir düştüğünü belirtti.

Babasının, “kendisi için esaretin ölümden beter olduğunu” sık sık ifade ettiğini söyleyen Yergök, “Buna rağmen yaşamak için direnmiştir. Onun bu mücadelesi ölüm kalım savaşından çok vatana kavuşma maksadıyla verilen onurlu bir mücadeledir” diyor. Rus ordularının içindeki Ermeniler’in esir kamplarında yönetici olarak görev aldıklarını babasından duyduğunu da anlatan Yergök, babasının anlatımıyla yaşananları şöyle aktardı:

“Savaş yetmiyormuş gibi birçok Mehmetçiği de bu yolculuklarda kaybettik. Babam bunları anlatırken çok duygulanırdı. Esarete daha fazla dayanamamış ve özellikle Azerbaycan’da kurulu bulunan Türk derneklerinden de yardım alarak esir kampından kaçmıştır. Kaçışı sırasında yakalanmış, Ruslar tarafından aylarca hapiste tutulmuş ve bitler nedeniyle yakalandıkları tifo gibi bulaşıcı hastalıklarla, ölümle pençeleşmiştir. Bunlar yakın tarih çalışmalarında çok anlatılmadı,
konuşulmadı.”

ERMENİ KOMUTANLARIN ESİR TÜRKLERE ÇEKTİĞİ ACILAR
Prof. Dr. Taşkıran ise Çarlığın harekat öncesi toprak vaadiyle örgütün önde gelenlerine Rus birliklerinde üst düzeyde görevler verdiğini, bazı örgüt üyelerinin ise gizlice Osmanlı topraklarına sızarak erzak teminini engellemek için Ermeni ve Türk köylerini ateşe verdiğini ifade etti.

Rus birliklerindeki Ermeni komutanların esir Türkler’e tarihin en büyük acılarını yaşattığını belirten Taşkıran, belgeselde bunu şu sözlerle anlatıyor:

“Ermenilerin, Türk esirlerine çok kötü davrandıklarını, esirlerimizin hemen hemen hepsi söylemektedir. Bolşevik İhtilali’ni destekleyen, buna katılan Ermeniler de var. Bu Ermeniler yönetici konumuna geldiler, kamplarda oldular.

Bunların esirlerimize kötü davrandığını söylüyorlar. Dönen esirlerin anılarında bunlar var. Antep’te defterdarlıkta görev yapan bir memur esir edilmiş, Mısır’daki kampta yaşadıklarını anlatıyor. ‘Kampta Ermeni doktorlar vardı. Biz revire müracaat ettiğimiz zaman bizi hemen hastaneye gönderirlerdi. Hastanede bulunan Ermeni doktorların eline düşerdik. Ermeni doktorlar nişan almada kullanıldığı için özellikle sağ gözümüzden başlayarak hiçbir şeyi olmadığı halde gözümüzü oyarlardı’diyor.”

HERGÜN 35-40 TÜRK ÖLÜYORDU
Belgeselin Rus devlet arşivlerindeki çalışmalarını yürüten Dr. Tamara Ölçekçi de, “Ermeni doktorların bulunduğu esir kamplarında her gün 35-40 Türk esirinin öldüğü Rus arşivlerine bile yansımıştır. Bunlar ölmemiş, resmen gerekli sağlık şartları yerine getirilmediği için öldürülmüştür” dedi.

Rus elçiliği tarafından 23 Şubat 1915 tarihinde Rus Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen belgenin Ermeni çetelerinin sivil katliamlar yaptığını kanıtladığını belirten Ölçekçi, Ermeni çetelerinin bazı doğu illerinde sivil katliamlara başlamalarının Rus generalleri de rahatsız ettiğini, harekattan 38 gün sonra bir Rus komutanının çektiği telgrafın çetelerin doğu illerindeki faaliyetlerini ve belgeselde anlatılan katliamı özetlediğini kaydetti.

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/453247.asp

Kars Sarıkamış Harekatı (360 Derece Panoramik Görüntüler)

http://www.360tr.com/sarikamis/

Kitap: Sarı Sessizlik




http://www.sarisessizlik.com/

Sarıkamış'a dev anıt

Kültür Bakanlığı, işgal altındaki toprakları geri alıp Rus ordusunu kuşatarak Orta Asya'ya açılmayı hedefleyen Enver Paşa komutasındaki Türk askerinin başlattığı 1914'ün Aralık ayındaki Sarıkamış Harekatı'nda şehit olan 90 bin Mehmetçik anısına anıt yaptırıyor.

Allahüekber dağlarında büyük trajedi ile sonuçlanan harekat için Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen ödüllü "anıt yarışması" sonuçlandı. Bakanlık, birinci gelen anıtın yapımı için çalışmalara başladı. "Sarıkamış Harekatı Anma Alanları Fikir Yarışması" adı altında oluşturulan kollokyuma toplam 33 proje katıldı. Ankara'da yapılan büyük jüri değerlendirmesi sonucu yarışmada mimar Mustafa Mürşit Günday ve ekibinin projesi birinci oldu.

Birinci olan proje sorumlusu Mustafa Mürşit Günday, "Benim dedem de Sarıkamış'ta Şehit oldu. Bizim projenin birinci olması bu açıdan da bizi gururlandırmıştır. Sarıkamışlı olarak bu topraklar için canını veren Askerlerimiz adına ne yapsak azdır" dedi.

Üstün Bir Fedakarlık Anıtı
Sarıkamış Harekatı için daha önce de Atatürk Ünivesitesi tarafından Erzurum'da bir "Şehitler Anıtı" yaptırıldı. Anıtın açılışında konuşan Üniversite Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Sarıkamış Harekatı'nın tarihin gurur ve hüzün sayfalarından biri olduğunu belirterek, "Bu sayfanın iyi okunması ve anlaşılması, geleceğimiz için önemlidir" dedi. Sarıkamış Harekatı'nın Türk askeri ve halkının en zor şartlarda bile vatanı için neler yapabileceğini gösteren üstün bir fedakarlık destanı olduğunu kaydeden Sütbeyaz, zorlu kış şartlarında şehit olan askerlerin hem tasvir hem de isimlerine anıtta yer verildiğini belirtti.

http://www.arkitera.com/h40545-sarikamisa-dev-anit.html

3 boyutlu Sarıkamış harekatı


27 Aralık 2008

Mukadder YARDIMCIEL/KARS, (DHA)

3 boyutlu Sarıkamış harekatı
90 bin askerin donarak şehit olduğu cephe ve şehitliği internet üzerinden üç boyutlu gezin.

Şehitlerin hatıralarını canlı tutmayı amaçladıklarını belirten Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, “Bir ‘tık’ ile harekatı yaşatmayı en azından o anı hissettirmeyi hedefledik” dedi.

Kars Valiliği ve www.360tr.com Multimedya Grubu’nun hazırladığı ‘Kar/altı hayatlar: Sarıkamış’ projesi hayata geçirildi. Projeyle ilgili bilgi veren Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, Sarıkamış Harekatı sırasındaki ağır kış ve coğrafi şartları 3 boyutlu panoramik fotoğraflar aracığıyla herkese yaşatmak istediklerini söyledi.

‘http://www.360tr.com/sarikamis’ adresli internet sitesinin herkese sanki oradaymış gibi bölgeyi gezme imkanı tanıdığını vurgulayan Vali Erdem, şunları söyledi:

“Şehitlerimizin hangi zor şartlar altında canlarını bu ülke için feda ettiklerinin hissedebileceği ‘Kar/altı hayatlar: Sarıkamış’ projesi, askeri bir harekatın sonuçlarını yeni zamanlara taşıması, hissettirmesi anlamında kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor.”

Dedesini Sarıkamış harekatında kaybeden proje yönetmeni İmdat Demir ise şöyle konuştu:

“Sarıkamış, strateji yoksunu bir paşanın rejisörlüğünde vatan evlatlarının sürüldüğü bir kıyamet sahnesidir. Tek sağ kalanı vardır: Enver Paşa. Bugün Moskova’daki askeri müzede sergilenen bir Rus komutanın satırları aslında her şeyi ifade etmektedir: ‘Allahüekber Dağları’ndaki Türk müfrezesini esir alamadım. Bizden çok evvel Allah’larına teslim olmuşlardı.’ Dolayısıyla hepimizin bir parçamızı kaybettiğimiz bu harekatta popüler kültürün baskın unutturuculuğu altında unutulmuştur. İşte bu proje ile savaşın geçtiği koşulları, cepheyi bir nebze olsun anlatmayı denedik. Bununla genç nesiller üzerine internetin rolünü de kullanarak farkındalık yaratmak istedik.”

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10655200.asp

Sarıkamış Harekatı çocuklara mutlaka anlatılmalı

Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, Sarıkamış şehitlerini anlatan "120" adlı sinema filmini 600 bin, aynı dönemde gösterime giren "Recep İvedik 2" filmini ise 4,5 milyon kişinin izlendiğini belirterek, "Aileler çocuklarına mutlaka Sarıkamış harekatını anlatmalı" dedi.

  • Sarıkamış Harekatı çocuklara mutlaka anlatılmalı -

Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Sönmez, Yıldız Konuklar Kültür ve Sanat Grubu'nun davetlisi olarak Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Hipokrat Salonu'nda üniversite öğrencilerine "Sarıkamış" konulu bir konferans verdi. Sönmez, gençlere Sarıkamış'ta yaşananları hissetmek için bir gün dahi olsa bu yerlere gidip görmelerini isteyerek, ailelerin de çocuklarına bu harekatın önemini anlatmasını istedi. Türkiye'de yaşayanların tarihi olaylara fazla duyarlılık göstermediğini belirten Sönmez, Sarıkamış harekatının beyaz perdeye aktarıldığı "120" filmini 600 bin kişinin, aynı dönemde gösterime giren "Recep İvedik 2" filmini ise 4,5 milyon kişinin izlediğine dikkat çekti. Ailelere burada büyük görev düştüğünü ifade eden Sönmez, şunları söyledi: "Sarıkamış harekatı gibi topraklarımız için verilen mücadeleler çocuklarımıza en iyi şekilde anlatılmalı." Konferansın sonunda Bingür Sönmez, Sarıkamış'a giden ancak dönemeyen Adanalı şehit isimlerinin yazıldığı tabloyu Vali İlhan Atış'a takdim etti.

http://www.milligazete.com.tr/haber/sarikamis-harekati-cocuklara-mutlaka-anlatilmali-125052.htm