21 Mayıs 2007 Pazartesi

Sarıkamış Allahüekber Dağları Türkiye’nin 34. Milli Parkı oldu


span.fullpost {display:none;}



span.fullpost {display:inline;}


(for layouts)


span.fullpost {display:inline;}

span.fullpost {display:none;}


Sarıkamış Allahüekber Dağları Türkiye’nin 34. Milli Parkı oldu
28.10.2004 08:46:00


Sarıkamış Allahüekber Dağları Milli Parkı 19 Ekim 2004 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile resmen ilan edildi. Yaklaşık 23.500 hektarlık bir alanı kaplayan 34. Milli Parkımızla birlikte tüm Türkiye’deki Milli Park alanları 710.000 hektara ulaşmış oldu.
Söz konusu Milli Parkı da kapsayan ve WWF gibi uluslararası doğa koruma kuruluşları tarafından dünyanın en önemli biyolojik çeşitlilik merkezlerinden biri olarak kabul edilen Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nde doğanın korunması yönünde atılan her adım, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından takdirle karşılanmaktadır. Bunu takiben, Önemli Kuş Alanı ve Önemli Bitki Alanı olan Ağrı Dağı’nın Milli Park ilan edilecek olması, WWF-Türkiye’nin Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nde bir korunan alanlar ağı oluşturulması çabalarına büyük katkı sağlayacaktır.

WWF-Türkiye Çevre Koruma Direktörü Atila Uras; “Korunan alanlarımızın artırılması yönünde önemli bir gelişme olarak gördüğümüz bu süreçte emeği geçen tüm Çevre ve Orman Bakanlığı mensuplarını Türkiye doğasının korunmasına gönül vermiş destekçilerimiz ve Vakfımız adına kutluyoruz. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’yle ortaklaşa yürüttüğümüz “Türkiye’nin Dünyaya Armağanları Projesi” kapsamında belirlenen sıcak noktaların da koruma alanı ilan edilmesini diliyoruz.” dedi.




Birinci Dünya Savaşı'nda Sarıkamış Kuşatma harekatı sırasında hastalık ve soğuktan donma sonucu şehit olan 60 bin askerin anısına Kültür Bakanlığı tarafından yaptırılan "Sarıkamış Allahuekber Dağları Şehitliği", ziyarete açıldı. Allahuekber Dağları güneyinde, Sarıkamış-Kars çevre yolunda kurulan şehitlik anıtı 3 bölümden oluşuyor.
Kültür Bakanlığı'nca 12 milyar liraya yaptırılan şehitliğin 1. bölümünde zafer sütünü bulunuyor. İkinci bölümde 500 şehit adının yazılı olduğu kitabelerin yer aldığı şehitliğin üçüncü bölümünde ise Prof. Dr. Tankut Öktem'in yaptığı, büyük kaideler üzerine yerleştirilen iki anıt göndere yükseliyor.
Allahüekber Dağı


Sarıkamış kuşatma harekatı tarihçesi

Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı başlangıcında 1878 yılından beri Rus işgalinde bulunan Sarıkamış, Ardahan ve Kars'ı düşman işgalinden kurtarmaya karar vermişti.
Zamanın harbiye nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın emri üzerine 118 bin askerle 22 Aralık 1914'te, 3. Ordu Harekata başladı. Enver Paşa, 3. Ordu'nun Komutanlığı'na da vekalet etmekteydi.
Savaşa lojistik yönden hazırlıksız başlayan dokuz, on ve onbirinci kolordular, eksi 40-50 derece soğukta, 60- 70 santimetre kar üzerinde, Rus birlikleriyle kahramanca savaştı.
Allahuekber Dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış kuşatıldı. Sarıkamış kuşatma harekatı ise aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden 5 Ocak 1915'te sona erdi.
Bu Dağlarda Osmanlı ordusu, cephede, hastalık ve donma sonucu 60 bin şehit verdi.
Her türlü imkana sahip ve yıllardır savaşa hazırlanan Rus Birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti.
"Sarıkamış Kuşatma Harekatı", Türk milletinin vatanı ve mukaddes değerleri uğruna neler yapabileceğini gösteren en iyi örneklerden biri olarak tarihe geçti.




Allahüekber Dağı’na saygı yürüyüşü düzenlendi. 5 bin kişi, şehitlerin güzergahını izleyerek vardığı Sarıkamış Şehitliği’ne güller bıraktı.
ALLAHÜEKBER Dağları’nda donarak şehit olan 90 bin Mehmetçik, facianın 90’ncı yıldönümünde bir dizi etkinlikle anıldı. Erzurum’dan ve Kars’tan şafakla birlikte yola çıkan yaklaşık 5 bin kişi, 2 metre karda saatlerce yürüyerek Allahüekber Dağları’ndaki şehitlikte buluştu. Ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez, AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Necati Bölükbaşı ve yüzlerce katılımcı, 90 bin şehidin yattığı Allahüekber Dağları’ndaki şehitliğe tırmanış için dün saat 05.30’da Erzurum kent merkezinden Kars’ın Sarıkamış İlçesi’ne hareket etti.

Saat 10.00’da Erzurum’un Şenkaya İlçesi’ne bağlı Gaziler Köyü’ne ulaşan konvoy, davul-zurna eşliğinde karşılandı. Sarıkamış’ta Rus ordusunu kuşatıp imha etmek üzere bu güzergahı izleyen ancak kış koşullarında donarak şehit düştüğü Allahüekber Dağları’na doğru tırmanışa geçen Erzurum ekibine, Kızılçubuk Köyü’nde Kars ekibi de katıldı. Her iki ekibi de 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Hayri Kıvrıkoğlu karşıladı. Yürüyüş, - 3 derece soğuk ve güneşli bir havada devam etti. Saygı yürüyüşüne katılan yaklaşık 5 bin kişi, 12 kilometrelik yolu 4 saatte alabildi.

Sarıkamış Şehitliği’nde düzenlenen görkemli törende, Sarıkamış’ın Rus işgalinden kurtarılışını temsili olarak canlandıran Mehmetçik, büyük alkış aldı. Şehitliğe çelenklerin konulmasının ardından 5 bin kişi, dönüş için yola çıktı.

Mesajı ağlattı

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün gönderdiği mesaj, anma törenine katılanların gözlerini yaşarttı. Özkök mesajında şunları söyledi:

‘Sarıkamış, askeri açıdan var olma azminin, direncin, mücadelenin, inancın, fedakarlığın ve her şeyden önemlisi de, Türk halkı ve askerinin en zor şartlarda vatanı için neleri göze alabileceğinin abideleşmiş bir misalidir.’

-3’te yürüdüler

‘GENERAL Kış’a yenik düşen 90 bin şehit için, Allahüekber Dağları’na - 3 derecede yapılan saygı yürüyüşüne Nasuh Mahruki ile ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez önderlik etti. Sarıkamış 9. Tümen Komutanlığı’na bağlı askerlerin ön saflarda yer aldığı yürüyüşe, Genelkurmay’ı temsilen Milli Güvenlik Akademisi Komutanı Korgeneral Nejat Müldür, Erzurum Valisi Celalettin Güvenç, Kars Valisi Nevzat Turhan, Ağrı Valisi Yusuf Yavaşcan ile çok sayıda milletvekili, belediye başkanları, üniversite rektörleri ve sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.



Gördün mü hiç?"
* 90 Bin askerimizi birkaç gün içinde şehit verdiğimiz Allahüekber dağları, Sarıkamış faciası bunun en acı örneklerinden biri. Bu acı örnek, "imparatorluktan, bir ulus yaratırken", üstelik de coğrafyanın bu bölgesinde yaratırken, ne tür bir "ortak mirası", ne tür bir "ortak anılar zincirini" paylaştığınızı gayet açık gösteriyor.

Böyle bir acıyı, böyle bir mirası, böyle bir anılar zincirini yaşamanız gerekir miydi? Kimlerin hatası, bu acıları yaşattı? Neden yaşadık? Bu soruların cevaplandırılması ayrı.

Ama kimse "bunlardan bir ulus yaratılamayacağını, yaratılamadığını da iddia edemez.

* Türk edebiyatının Homeros'u, en önemli anlatıcısı olan Yaşar Kemal, şöyle anlatmış: "Sen hiç Sarıkamış'ı gördün mü kedi? İyi ki görmedin. Sarıkamış savaşını görmemiş, yaşamamış insan dünyada hiçbir şeyi görmemiş, yaşamamış demektir.

"Fırat suyu kan akıyor"
Sen kedi, sen hiç Allahüekber Dağı'nda olup bitenleri gördün mü? İnsan boyu, iki insan boyu karın içinde yalın ayak, başı kabak, pantalonu yırtılmış, kaputsuz, ceketsiz, koyunları bit dolu, donmuş elleri ile kaşınamayanları, Rus topçusunun karlı dağları ateşe, zindana çeviren güllelerini, karla birlikte uçuşan kolları, bacakları, kollarla bacaklarla, gövdelerle birlikte gökten yağan kanları, Allahüekber Dağları'nın doruklarında fırtınaya, boraya tutulup donan, taş kesilen, donmuş kirpikleri, kaşları, donmuş gözleri ile bakan on binlerce askeri gördün mü hiç?

Sen bunları görmediysen hiç bir şey görmedin demektir... Balkan Harbi, Çanakkale, Sarıkamış, Amele Taburları, sen bunların hepsini birkaç yılda üst üste yaşadın mı kedi? Duymadıysan, görmediysen, bu dünyada ne hiçbir şey duydun, ne de hiçbir şey gördün." (Bir Ada Hikâyesi Üçlemesi içinde Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana.)

Kim bunları reddetmeye çalışırsa çalışsın, kim bunları azınlıklar ve çoğunluk diye ayırmaya çalışırsa çalışsın, o her dinden, her dilden, her etnik kökenden 90 bin kişi, aynen diğer yerlerde olduğu gibi, Çanakkale'de de olduğu gibi, yan yana yatıyor. Bir ulusun, "ortak acılarla, ortak bir tarihle oluştuğunun" cansız tanıkları olarak. SÜHEYL BATUM

Kaynak: http://www.ormanlim.com/sarikamis.htm

Hiç yorum yok: